27 Ağustos 2024 Salı

İki Yol

 "Alarm üçüncü kez çalıyor" dedi gözlerimi açtığımda. Başucuma bir sandalye çekmiş beni izliyordu. "Uyku hapı mı almaya başladın lan yoksa?" diye ekledi, ilk defa gördüğü bir hayvanı inceler gibi yüzüme bakıyordu. İnsanların çoğu yanlış zamanda yanlış yerde olurlar ama Sırdaş her zaman bir istisnaydı. Yatakta sigaramı aranırken yakıp uzattı “Al, bok iç”. Sigaradan çektiğim nefesi üflemeden “Açım” dedim. Kalktı oturduğu yerden, arkasından seğirttim. “Selim amcadan aldım” dediği simitlerin kokusu koridoru kaplamıştı çoktan. Birbirini çok iyi tanıyanlar, karşıdakine asla cevaplarını bildikleri soruları sormazlar. Sessizce simitlerimizi yedik. Çayları tazeledi ve beni incelemeye devam etti. Bir sigara yaktım ben de onu incelemeye başladım. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ama ne zaman ihtiyacım olsa geleceği zamanı bilirdi. Yüzü değişmiş olsa da hissettirdiği güven aynıydı. Bazen, ben acaba onun zor zamanlarında yeterince yanında olabiliyor muyum, yardım edebiliyor muyum diye dertlenirim. Anlamış olacak ki “Sayende az kaldı başarmama” dedi. “Melisa geliyor mu?” diye sordu, “Siktir et Melisa’yı şimdi, ister gelir ister gelmez, hiçbir zaman, hiç kimseden beklentim olmadı biliyorsun.” Biraz sert bir tonda söylemiştim. “Kadınlar” dedi “Ne çok seviyorlar zamanlarını boşa harcamayı”. Yorum yapmadım, her şeye yorum yapmaya gerek yoktu Sırdaş’layken. 


Neden geldiğini biliyordum, telefondan Mavi Sakal’ın - İki yol şarkısını açtım kısık sesle. Kafamı kaldırıp gülümsedim. Şarkının ilk notaları duyulur duyulmaz, “Tabi ki karanlık olanı” dedi o da gülümseyerek. “Peki gerçekten hepsinin sonu aynı mı?” diye sordum, “Sonu aynı olsa da önemli olan yürümek değil mi?” dedi. “Ali seni çocukluğundan beri tanıyorum, hiçbir zaman kolay yoldan gitmedin, hep en karanlık, en zoru seçtin ama şimdi kolayı seçmek istiyorsun?” diye devam etti. “Yoruldum Sırdaş, artık bızbızlanacak yaşta da değilim, biliyor musun hep özenmişimdir, kendine yalanlar söyleyip inandırabilenlere. Ben kendime bile yalan söyleyemiyorum. Bazen sıkılıyorum yalnızlıktan, insanların arasına karışayım diyorum, sonra insanlardan daha çok tiksiniyorum. Keşke bana yalan söylemeyi öğretebilsen”. Güldü, “Sen yazmıştın baban ölünce, dürüstlüğün yalnızlığı çok tanıdık diye, daha önce denedim, senin kimyana uygun değil, gereksiz tepkimelerde yanarsın zaten, boş ver.” dedi. Sessizce bekledim devam etmesini. “Kolay yolu seçmene itiraz etmeyeceğim” dedi beni şaşırtarak. Yüzünü inceledim, aslında beklediğim beni cesaretlendirmesiydi daha önce defalarca yaptığı gibi. Telefonu aldı ve Adamlar - Yoruldum şarkısını açtı. “Yorulmak senin hakkın Ali, hatta yorulmak birine ithaf edilecekse en çok sana edilmeli. Kolayı seçebilirsin, ama kendin ol yine. Zaten istesen de rol yapamazsın. Lütfen dinlen, ve kendini dinle” dedi. Şarkı bitince elini omzuma koyup, “Sen de mutlu olmayı hak ediyorsun dostum” dedi. Ve geldiği gibi sessizce gitti.

Melisa arıyordu, açamadım telefonu.   


26.08.2024

Samandıra