30 Kasım 2010 Salı

Ben Nasıl Bir Gerizekalıyım!

Keşke ne kadar mal biri olduğumu anlatabilsem sizlere. Kelimeler kifayetsiz kalıyor derler ya, öyle işte. Bildiğiniz denyoyum lan ben. Geçen Perşembe çok sinirlendim kendime mesela.  Süper loto mudur ne boktur onu oynadımdı, öle şans oyunlarına çok para veren biri de değilim ha, biliyorum çünkü cenabetin önde gideniyim, bir halt çıkmaz bana, çıkmadı da hiç. Eee oyna ne olacak diyeceksiniz, eyvallah da, peki bu nasıl bir hayal kurma manyaklığıdır be kardeşim, bir insan sabaha kadar hayal kurar mı lan loto bana çıkarsa diye. Alarm çalana kadar döndüm durdum yatakta o Perşembe gecesi.

Neler yapmadım ki parayla. Bir de cimriyim ha, tek bana çıkıyor kodumun parası! Geçirdiğim en paranoyak geceydi belki de ömrü hayatımda. Paranın bana çıktığını kimseye de söylemiyorum nasıl bir psikopatsam. Ne dümenler çevirmiyorum ki, böle belli bir süre almıyorum parayı falan. Sonra bankaya yatırıp, faiziyle tezgâhımı kuruyorum yavaş yavaş. Yazılım işi kuruyorum lan diyip, kredi çekiyorum bankadan anamın evini ipotek ettirip, sonra anlaşılmasın diye de kendi ürettiğim yazılımı ben alıyorum başlarda çaktırmadan. İşler rayına oturunca, arkadaşlarımı yanıma alıp yüksek maaşlar veriyorum. Kar artınca müteahhitlik yapıp apartmanlar dikiyorum böle, etrafımda sevdiğim insanları kira almadan oturtuyorum orada. Böle öğrencilere ev verip kira almıyorum falan, çaktırmadan durumu kötü öğrencilere burs veriyorum, fakirlere yardım ediyorum. Paranın bana çıktığı anlaşılmasın diye kılı kırk yarıyorum ama göreceksiniz, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşündüm böle sabaha kadar. O kadar para var arabam WV Golf yani düşünün. Böyle ekşınlar,atraksiyonlar falan da vardı. Bir gece tinerciler yolumu kesiyordu, Cihangir’de ki evime yürürken, böle bütün paramı veriyordum, edebiyat yapıyordum bebelere. Onları kafalayıp şarap alıp içiyorduk arka sokaklarda, çocuklar utanıp geri veriyorlardı parayı o derece, sonra ben almıyordum montumu falan veriyordum hatta.  Sonracığıma dünyayı mı gezmedim, böle uzak doğudan, Phuket’den, Karayip’lerden, Ukrayna’dan yazlık mı almadım. Diller mi öğrenmedim. Sanat-kültür merkezleri mi inşa etmedim. Filmler mi çekmedim. Müzik stüdyoları kurup, 4 farklı tarzda grup kurup müzik mi yapmadım. Neler neler lan. İlerde siyasete bile girdim paranın gücünü kullanarak, böle sosyal devlet naraları atarak, ezilen halkı, hakkı yenen işçileri ardıma alarak. Tabi bunları düşünürken normal bilincim, mantığım da bir yandan bastırıyor  “mına kodumun delisi, yatta zıbar lan, sabah iş var, hem kaç milyonda bir şans bu, sana çıkar mı hiç zibidi” diye bölüp duruyordu hayalimi. Zerre etkilemiyordu ama en fazla 10 saniye, sonra kaldığım yerden kuruyordum gene. Gerçi sabaha karşı gözler yorulunca feci küfürler ettim kendime ama gene etkilemedi.

Böle böle sabah oldu işte, neler düşündüğümü hayal edin, yaklaşık 7 saat kendim yazdım kendim oynadım. Alarm çalınca kalktım, 3 yıldır ilk kez telefonun ilk çalışında yataktan çıktım o gün. Üstümü giydim, çay doldurdum kendime, sabahları pek bir şey yemem ben, geçtim odada ki koltuğa oturdum. Gözlerim nasıl yanıyordu anlatamam, birde yorgunluk var feci. Düşünmek vücudu en çok yoran şey malum. Neyse efenim ben sızdım koltukta elimde çay fincanıyla. Ne oldu beğenirsiniz, rüyamda da bana çıkıyordu koduğumun lotosu.  Bu kez klasik senaryo ama böle yavşayan akrabalar, hayatımda tanımadığım insanlar falan, hayatın boyunca göremeyeceğin para sana çıkmış böle deliriyorsun. Kaçmak için dünya turuna çıkıyorum hayvani bir transatlantikle. Sonra dertlenip içiyorum öküz gibi bir gün, kafa güzelken “para pul yalan lan, keşke bana çıkmasaydı, özgürlüğüm gitti mına koyim, seviş seviş nereye kadar” diyip, transatlantikteki süitimin balkonundan okyanusa bırakıyorum kendimi. Tam suya girip iliklerime kadar ıslandığımı hissettiğimde de uyandım, bir fincan çay üstüme boca olmuş tabi. Allahtan soğumuştu. Kalktım, küfür ede ede tekrar eşofmanları giyip yattım geri yatağa, gitmedim işe o gün.

Böle de bir manyağım ben işte.

30.11.2010
H.Ali Söyler
İstanbul

2 yorum:

Buzkran dedi ki...

martin eden'i okudun mu?
çünkü piyango kısmı hariç neredeyse tüm hikayeyi yazmışsın.
tabi onunki daha uzun ve edebi bir durumdu ama sende az güzel yazımıyorsun be. (:

(psikolojik açıdan bakınca dünyanın en mal insanı olduğun gün gibi ortada yalnız. insan bu kadar ince düşünür de parayı sorun eder mi lan? "yow dostum yow bence kazın ayağı öyle değil, içsesin kesin bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor" )

Ali S. dedi ki...

martin eden en sevdiğim roman karakterlerinden biri dostum. okunmaz mı, sevilmez mi hiç :) altında mesaj var tabiki paradan oldum olası nefret ettim ben, zengin olmaktanda korkmuşumdur hep. böyle bir adam sabaha kadar parayla ilgili bir hayal kurunca kendime sinir oldum cidden.