30 Mayıs 2008 Cuma

Yolculuk

Ufukta şafak sökerken son bir kez baktı şehre, arkasında tüm sırlarını bilen tek dostu vardı. Gideceğini söylediği günden beri onu ikna etmek için didinmişti ama az önce yenilgisini kabullenmiş ve sessizce olacakları bekliyordu. O da şimdiye dek hep hüzün getirmiş diğerlerinden farksız şafağı izliyordu.

"Gidiyorum" dedi en sonunda heybesini sırtlarken, dostu ne kadar kabullenmek istemesede yanaklarından süzülen yaşlara teslim olmuştu bile. Çaresizce "Ama ama oraya giden kimse geri dönmedi" diyebildi. "Biliyorum" diye cevap verdi, anlatılan efsanelerle büyümüşlerdi ikisi de. Döndüğünde onun da ağladığını gördü. Hiç veda etmemişlerdi daha önce, sadece gözgöze geldiler ve yetti.
Üç gündür yürüyordu, içindeki karanlığa yaktığı son mumdu bu yolculuk, ve heybesinde çok az mumu vardı artık. "Neden" diye sormuştu dostu "neden intahar ediyorsun, bu bu resmen bir çılgınlık" diye çıkışmıştı? Ona sadece "Aramak" için demişti ve eklemişti gülerek "ölüler tekrar ölmez ki"

Uyandığında göz göze geldi, iki gündür olacakları biliyormuş gibi istifini bozmadan izliyordu onu. Son damla suyunu dün içmişti ve 3 gündür birşey yemiyordu. Çatlak dudaklarıyla gülümsedi "yinede isyan etmiyeceğim" dedi içinden yavaşca doğrulurken. Yön duygusunu tamamen yitirmişti, iki gündür seraplar görüyordu. Ölümü o kadar düşünmüşti ki bundan çok daha kötülerine razıydı.

Artık yürüyecek halde değildi son 2 saattir sürünüyordu ve hala bu uçsuz bucaksız çölün sonu gözükmüyordu. Artık gördüğü serapları umursamayacak kadar yorulmuştu. Son uykusuna dalacağı anı bekliyordu, içinden önceden söylemeyi düşündüğü şeyi geçirdi "mutlu mu ölüyorum?" Gözlerini kapatmıştı artık, son sorusuna sessizce cevap verdi içinden "en azından denedim"

Bir ses duygu sanki, son bir gayretle gözlerini açmayı başardığında bir kadın gördü ama gördüğü hiçbir seraba benzemiyordu bu. Karşısında duran adama baktı kadın, günlerdir gördüğü seraplardan değildi bu. İkiside aynı anda gülümsedi hiç bir şey konuşmaya gerek yoktu, gözlerinden süzülen yaşlar herşeyi anlatmaya yetiyordu.

Ama buna hiç kuşkusuz en çok akbaba sevinmişti. Sessizce ziyafetine doğru süzüldü.

09-01-2007

H.Ali Söyler

Hiç yorum yok: